28 Nisan 2013 Pazar

Hayaller


Bilgisayarın başında gözlerim kapalı astral seyahate çıkıyorum.Ruh vücuttan sıyrılıyor ağır ağır yaşanmışlıklar herşey geride kalıyor.yükseliyorum göğe doğru.Sıcak yerlere doğru hızla ilerliyorum ormanların,nehirlerin,göllerin,dağların,denizlerin üzerinden geçiyorum ve nihayet o huzurlu yeşilliklerle dolu boş arazideyim. Hafif akarsu sesi, çimerin üzerine uzanıyorum rüzgar sıcak ama serinletici esiyor.Yıldızlar bu gece sanki beni eğlendirmek bana mutluluk vermek için varlar. Biri kayıyor yerine başkası parlıyor.Ve Ay geliyor sahneye bütün ihtişamıyla;”DOLUNAY” ne güzelde parlıyorsun sanki bir yüzün var da birşeyler anlatmak istiyor gibisin. Cırcır böcekleri gecedeki diğer ses ama oda rahatsız etmiyor ninni söylüyor adeta.Gözlerimi Kapattığım an konsere dönüyor ninniler, muhteşem bir ahenk içinde şarkılarını söylüyorlar ,ruhumu besliyorlar.Dünyada benden mutlusu yok! Mutluyum ben arkadaş! Bak işte yanlızım tek başıma vücudumu bile geride bıraktım geldim. Sabaha kadar yanlızlığın , mutluluğun doğanın tadına varıcam. Gözlerde artık kaymaya başladı.. Sanırım vücuda dönme vakti geldi,yolculuk başlasın artık tek gecenin ardından buruk vedalaşma ve huzurlu bir uyanışa yelken açılıyor artık..

Hüseyin Türker

Bir Kadın ve Bir Araba


Hayalindeki kadın ile hayallerdeki arabaya atlayıp uzaklaşmak var her şeyden, herkesten. Sadece ikimiz, bütün mesafeleri bitirip yan yana olduğumuz zamanları yaşamaya.O tatlı gülen yüzün hep yanımda olacak mesela, o gözlerin hep bana bakarak aşkla parlayacak, onlarda kendimi göreceğim.Arabamızla ilerlerken elini tutacağım mesela kalbim hızlanmaya, vücudum sen olmaya başlayacak.Bir deniz kenarında duracağız sonra uçsuz bucaksız deryaları izleyeceğiz yine el ele. O an dünyanın en mutlu insanları olacağız.Hava karardığı zaman arka koltuğa geçeceğiz üzerimizde battaniyemiz vücutlarımız birbirine kenetlenmiş sarmaş dolaş durumda. Gözlerimiz gökyüzünde yıldızları izlerken hissettiğimiz tek şey birbirimizin kalp atışları olacak,başın omzumda kalplerimizi dinleyerek uyuyacağız ikimizde..Güzel yarınlara uyanmak için, yine aynı mutlu dakikaları yaşamak için uyuyacağız.Dünyada bizden mutlusu olmayacak..

Tabi ki bu hayallerin gerçekleşmesi için öncelikle aramızdaki mesafeleri kaldıracağız. Kişi sevdiğiyle beraber demişlerse biz iç içe olacağız her zaman. Bütün kilometreleri söküp atacağız hayatımızdan aramızda hiç bir mesafe kalmayacak en ufak boşlukları yetişemediğimiz noktaları aşkımız dolduracak. 

Ne dağlar engel bize, ne denizler, ne de mesafeler... Elimi uzattığım an sana dokunabiliyorum, hissedebiliyorum, sarılabiliyorum... Gün gelecek bunları gerçekten yaşayacak ve sonsuzluğa ulaşacağız. elbet bir gün....




Belki


Hayatın her anında yada genellikle diyelim sürekli kullanırız bu kelimeyi.”Belki” hep bir umut var herkeste belki şöyle olursa, belki böyle olursa..

Belkiler de gruplara ayrılıyor elbet.Kariyer ve hayatı etki eden durumlarla ilgili belkiler, kişilerle ilgili belkiler , durumlarla ilgili belkiler. İnsan daha çok kişiler üzerine belki üretir. Umutlar hayaller hep bir kişi üzeredir. Belki görürsem onu,belki göz göze gelirsek, belki elimi tutar tokalaşırız, belki bir yere otururuz, belki bir şeyler için muhabbet ederiz, belki sever beni, belki kalkarken elimi tutar sıkıca, belki kalbime akmaya başlamıştır bile, belki.. belki.. belki… uzar da uzar.

Belki bir boşluğun içinde olduğumdan veya öyle olmasını istediğimden midir bilmem belkilerin gerçekleşmesini istiyorum. Belki bir gün bizim zamanımız gelecek ve belki elimi tutacaksın elime paha biçilemeyecek…

                                                                                  Hüseyin Türker

İlham Perileri


ilham perilerimin peşimde dolaştığı şu günlerde hangisini dinleyeceğime karar verememek. gelsinler diye bekledik bekledik.. bu seferde çok geldiler. yazılacak o kadar çok şey, söylenecek o kadar söz var ki söylenmesi gereken.. sadece benim değil, hepimizin. anne ve babamıza söyleyeceğimiz ,kardeşlerimize , dostlarımıza , arkadaşlarımıza , belki sevdiğimiz insana…

Sahi kaçınız bu kişilere onu sevdiğini söyledi.Yada kaçınız gidip hissettiklerinizi onlara mertçe söylediniz.Onlara hak ettikleri değeri ne kadar verdiniz?Vakit daralıyorken insanlar ölüme her geçen gün yaklaşıyorken gidin ve onlara hak ettiklerin verin. bir kelime , bir öpücük , bir bakış belkide bir dokunuş hem onu hemde sizi dünyanın en mutlu insanları yapacaktır. Ellerinizdekileri kaybetmeden bunları yapmalısınız yoksa gün gelir arkalarına bakmadan giderler ve siz sadece ayak izlerini seyredersiniz..

                                                                                   Hüseyin Türker


“Gitmek !” içinde her türlü vedayı bulunduran hüzünlü kelime.. Gitmek sadece bir yerden bir yere gitmek değildir. Giden kişi ardında pek çok şey bırakır. Bir yara izi , bir söz , bir dokunuş , bir bakış ve yaşanmış onca şey…

En basit yoldur belkide gitmek, gidersin her şeyi arkanda bırakıp bir zaman düşünürsün sonra kendi maceralarına sürükler hayat seni. Belki uzun sürebilir bu süreç ama elbet bir gün unutulacaktır.Yaşanılanlardan bir parçayı kalbine gömer hayatına kaldığın yerden devam edersin.

Peki ya kalan ? Giden kişi düşünür mü geride bıraktığı insanı, ne haldedir ? ne yapar ? ne yer ? ne içer ? O’da kendisi gibi unutmuş mudur gideni? yoksa hala arkasından göz yaşımı döker ? Kalanlar hep yarım kalmışlardır gidenlerin arkasında. Hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktır. Yanında “O” olmayacaktır en önemlisi.. Her şeyini paylaştığın, geceler boyu ona içini döktüğün, adete senden bir parça olan “O” gitmiştir , yoktur artık. Gecelerce seni mutlu ederek uykusuz bırakan insan, bu sefer mutsuzluktan uykusuz bırakır seni. Belki peşinden ağlarsın günlerce göz yaşları süzülür gözlerinden. Yapılanlar , konuşulanlar , yaşananlar her zaman gözünün önünden geçer. Kiminle konuşsa, ne tarafa baksa karşısında onu bulur ve asla eskisi gibi olamaz ta ki onun yerine ona benzeyen başka birisi geçene kadar…

                                                                           Hüseyin Türker

Bir İnsan ve Bir Kitap


“Bir İnsan” çıkıyor karşına o an onda bir şeyler, farklı bir şeyler olduğunu seziyorsun. Tanışıyorsun onunla ve konuşmaya başlıyorsunuz.. Her geçen dakika biraz daha ısınıyorsun ona. Açılan her konu , söylenen her söz sizi birbirinize biraz daha yaklaştırıyor, yakınlaştırıyor. Onu kendinden bir parça olarak görüyorsun beraber vakit geçirmekten hoşlanıyorsunuz. Sonra o “Bir İnsan” geliyor sana “Bir Kitap” öneriyor. O “Bir Kitap” ı okuduğun zaman hayrete düşüyorsun. Neden ? Çünkü oradaki karakterler sen ve artık arkadaşın olan “Bir İnsan”dır. O kitabı okuduktan sonra ona daha çok bağlanıyorsun sürekli onunla konuşmak , sürekli onunla bir şeyler paylaşmak istiyorsun. Çünkü önünde güzel bir örnek var ve sen de/siz de onun gibi olabilirsin(iz).. Oradaki karakterlerle o kadar aynısınızdır ki bazen siz susarsınız kitaptaki sözler devam eder sizin yerinize. Ortalık toz duman olmuştur, her yanınız kitaptaki cümleler kokar ve siz biraz daha yaklaştığınızı zannedersiniz. Vakit güneş doğuşuna yaklaşmıştır artık,belkide çoktan doğmuştur bile zaman nasıl geçti anlamadan… Yatmak vakti gelir kısada olsa uykuyla işe gitmek lazım. Prenses’e , Broker’a , Tebrizli’ye, Şems’e veda edersin dalarsın rüyalar alemine…

"Bilâ noksan, eksiksiz bir hayattır sürdüğün. Ya da öyle

sanırsın. Alışkanlıklara ayak uydurur, tekrarlara kapılırız.

Şimdiye değin nasıl yaşadıysan, gene öyle yaşayacaksın sanırsın.

Sonra beklenmedik bir anda biri çıkar gelir. Etrafındaki

kimseye benzemez. Kendini bu yeni insanın aynasında

görmeye başlarsın. Var olanı değil, sende eksik olanı gösteren

sihirli bir aynadır o. Ve sen bunca zaman aslında hep bir

eksiklik duygusuyla yaşadığını, bilmediğin bir şeye hasret

çektiğini anlarsın. Şamar gibi iner hakikat suratına. Sana

içindeki boşluğu gösteren bu kişi bir pir, üstâd, arkadaş, yoldaş,

eş ya da bazen bir çocuk olabilir. Önemli olan seni tamamlayacak

ruhu bulmandır. Her peygamberin verdiği öğüt

aynıdır: Sana ayna olacak insanı bul! İşte o ayna benim için"

“Şems’dir.”

                                                             Hüseyin Türker

Müzik - bilgisayar ve meyve suyu üçlüsü yine yan yanadır karanlık gecenin ortasında.
mesajlaştığın 1 veya 2 arkadaş dışında  hiç bir hareket yoktur.. bir süre sonra onlarlada bir yere varamazsın ve sonra yalnızlık başlar o güzel gecenin devamında.

her şeyin dönüp dolaşacağı yer o dur aslında kocaman yalnızlıklar denizi.. kalırsın kendinle baş başa kimse merhem olama o an yalnızlığına yanında olmasını istediğin kişi yada kişiler hep uzaktadır ve sen hep yalnızsındır işte..

                                                                                   Hüseyin Türker

Kaybetmek


Bir gün,hiç olmadık zamanda gelmiştin yanıma,hayatıma..Her şey olması gerektiği gibi sıradan bir şekilde başlamıştı ama ilerisinin geleceğin güzel olacağı ta o zamanlardan belliydi.

Çünkü iyi insanlar ve iyi gelecekler kendilerini başından belli ederler.Sen de öyleydin.

Geldin hayatıma hiç beklenmedik anda ve kısacık zamanda hayatımın en önemli yerine kuruluverdin.  Seni hiç görmedim,sana hiç dokunmadım,seni hiç hissetmedim,sana hiç sarılmadım,seninle hiç gezip tozmadık,seninle güle oynaya etrafımıza aldırmadan sesli kahkahalarla gülemedik.Ama seninle sırlarımızı paylaştık. Sadece bize özel olan şeylerden bahsettik zaman zaman. Kendimize ait paylaşımlarımız oldu.

Sen benim arkadaşım, dostum değil daha fazlası oldun.  Hayatımda hep var olacaksın, sensiz adım atmayacağım, sana hep destek olacağım, düştüğün zaman ben kurtaracağım seni, birlikte ayağa kalkacağız diyordum sana hep.  Senin bir yerin acısa benimde orası hemen acıyıp kanayıveriyordu.  Sen ağlarken benim de içim kan ağlıyordu.  Sen mutsuzken belki ben daha çok kafaya takıp daha mutsuz oluyordum. Sen ortadan kaybolduğun zaman sinir krizlerine giriyordum. Kırıyordum seni, sen affediyordun beni. Sarılıyordun yine bana, sımsıkı hiç gitmeyecek gibi.   Öyle inandım ki gitmeyeceğine..   Öyle sevdim ki seni.. Öyle tutundum ki sana..   Etrafımda olabilen insan sayısı o kadar azken sen içime derinime kadar girdin,işledin içime.   Belki bende öyleydim, belki de en güzel maskeni benim karşımda takıp beni mutlu etmek için yaptın bunu.

Sen iyi bir insan, güzel bir kız, güzel sesli kız ve benim için herşeysin. Yapmamam gerekenleri bana böyle duyguları yaşatan insana yaparak onu kaybettim artık.. Muhtemelen geri gelmeyecek. Geri getirmek için herşeyden vazgeçeceğimi biliyor ama inadı ah o lanet olası inadı ve kuralları. Benim de çenemi tutamadan onu üzecek şeyleri sürekli yapmam ve “Kaybetmek” Hepsi bu işte..

Bir anda elde ne var ne yoksa kaybetmek.. Hayatımda bunca yeri varken bir anda hiç bişeye dönüştürmeye çalışmak. En zoru da yokluğuna alışmak olacak. Herşeyken, ta içimdeyken gidecek olması. Unutacakmıyım? Tabiki hayır. Geri gelecek mi ? Belki.. Ama sanmıyorum. Gelse ne isterse yapmaya hazır olarak beklerim. Kaybettim işte..

Haketmiyorum böyle bir insanı ben. Onu hayatta tutmaya çalışırken, ona hayattaki güzellikleri anlatmaya çalışırken en büyük yanlışı ona ben yaptım. Herkesin üzerinde tuttuğu sevdasına söylememem gerekeni söyledim.

VE söz verdiği gibi, kurallarında olan ağzımdan çıkanı yaparım dediği gibi gitti. Kaybettim seni işte.. Artık yapayalnız ve kimsesizim. Her alanda yanımda olan birisi yok artık. Sen yoksun.. Adını bile ağzıma almamaya çalışacağım.Unutmayı böyle başaracağım belkide.

Hoşçakal iyi insan..
Hoşçakal güzel kız..
Hoşçakal minik prensesim..
Hoşçakal güzel sesli kız..
Hoşçakal sesiyle beni iyileştiren kız..
Hoşçakal arkadaşım..
Hoşçakal dostum..
Hoşçakal kardeşim..
Hoşçakal herşeyim..

“BEN SENİ GÖRMEDEN SEVDİM..”

                                                                                         Hüseyin Türker

Yalnız


Bazen güzel bir şeydir yalnızlık,kafamızı dinleriz,yaşadıklarımızı-kendimizi sorguya çekeriz,olaylara her yönden bakabiliriz empati gibi..

güzel yanları olduğu gibi kötü yanlarıda vardır.. mesela bulunduğumuz kötü durumdan yalnız çıkamayız anlatmak konuşmak veya başka şeyler yaparak ama yalnız değil. bir dala tutunur öyle çıkarız. psikolojimizi de daha kötüye götürebilir.unutamayız. hep içimize işlememizi sağlar unutmak istediğimiz herşeyi…

bir de yalnız hissetmek var herkesin yanında,en yakınların varken senin için çarpan seninle olan kalpler varken onları kendine yetirememek var. onları kırmak üzmek istememek… yalnızlığı belli koşullar içinde yok edebileceğini sanmak..

artı ve eksi yönleri çok yada az yalnızlık güzelse yaşanmalı,güzel geliyorsa bırakılmamalı.. bir çıkış kapısı olarak değil güzel olduğu için yaşanmalı. şarkıları güzelleştirdiği için, bize güzel şeyler yazdırabildiği için,tek başımıza yapacağımız herşeyden çok daha fazla zevk aldığımız için.. ama bunları yaparken etraftakileri unutmadan onları kırmadan ve üzmeden.. onlar yanınızdayken yalnızım diye sızlanmadan.. yalnızlık güzel şey yaşamasını bilene tadını çıkarabilene.. yoksa psikoloji bozukluğu ve depresyondan ötesine gidemiyor malesef…

Yanlızlık:Anlatılması gereken bir konu değil,yaşanması gereken bir hal..

                                                                                       Hüseyin Türker

Eksik Bir Şey..


Hayatımızda olmayan,olmasını istediğimiz veya sonradan gitmiş olan şeyler;insanlar,eşyalar,nesneler akıla gelebilecek her şeyin elimizde yokken eksikliğini hissederiz hep. Bunlar gittikleri çoğu zaman gelmeyenlerdir geriye… Gittikleri kayboldukları an dünya başımıza yıkılır ve bir taraf hep eksik kalır beynimizde,kalbimizde vücudumuzda..

Üzülürüz,ağlarız,alışırız ama unutmayız onları eksiklikleri hep hissedilir. “Şimdi olsaydı da…” diye başlayan cümleler kurarız hep. Ama onlar gitmiştir bir kere peşinden koşsak bile geri gelmeyeceklerdir. Gelselerdi,gitmeselerdi iyiydi aslında.. Ne olurdu yanımızda olsa,elimizde olsa,üzerimize giyseydik şimdi.. Yardım ederdi,destek olurdu,şans getirirdi,totemi uygulardık onunla kazanırdık.

Ama yok işte hep eksik bir şey olarak kalıyor.. Yoklar,yoklar ve yoklar.. gittikleri için belkide bu kadar değerli,kıymetlerini bilmediğimiz için gittiler belkide.. Gitmeselerdi kalsalardı mutlu olsaydı herkes.. Arkalarında kocaman bir boşluk bırakıyorlar giderken geri geldiklerinde rahat edebilsinler diye, kocaman da bir mutsuzluk bırakıyorlar kendilerinden bir parça taşıyan.. Eksik bir şeyler bırakıp gidiyor ve gelmiyorlar…

                                                                                  Hüseyin Türker

Her şey durağanlaşmıştır, arkadaşlar senden uzaklaşmış, iş okul ve sosyal yaşam bitme noktasına gelmiştir.. Elde olan 2-3 kişiden fazlası değildir ve tanımadan konuşulanlar.. Durum sürekli kötüye gider bir hareket beklersin ama hayır! Sinir bozucu durağanlık devam..

Bir gün yine umudun olmadığı ve görevleri yerine getirmek için uğraşırken birden kapıda birisi belirir.. Hayatınız belki o andan sonra değişir eksik şeyler dışında.. Size güldüğü zaman içinizi eritir o, bakışlarıyla kendine çeker ve başını omzuna yasladığı an mutluluğun formülünü bulmuş hissedersin kendini.. Beklenmedik şekilde gündem maddesi oluşturur hayatında.. 2-3 kişilik arkadaş grubuna bir yenisi daha eklenmiştir, sürekli görmek istersin, yanından ayrılırken uzaklaşırken ondan hep burkulur içinde bir şeyler… Ama gitmek vakti geldiği için sıradaki zamanı beklemek zorundasındır.. Uzak bile olsan kalbin beraber çarpar.Ondan gelecek bir mesajı beklersin ya da bir aramayı. Ondan gelen her şey sana mutluluk verir. Hatta mesajı atanın o olma umudu bile gülümsetir yüzünü.

Hiç bitmesin istersin, hep onunla olmak, onunla yaşamak, o başını omzundan çekmesin istersin.. Çünkü o sana güç verir. Eksiklerini tamamlayamasa bile oranın dolacağına inandırır seni. Destek olur sana. Hayatına o kadar çabuk karışmıştır ki bazen “rüya mı acaba bu gördüklerim?” demekten alı koyamazsın kendini.. Hepsi gerçektir, hepsi senin ve sen mutlu ol diye sana gönderilen hediyeler.

Ve sende onu kaybetmemek için elinden geleni yapmak zorundasındır.. Gitmesin o, eksilmesin bir şeyler daha hayatından. Hatta onunla eksik olan parçaları toplayıp geri getirelim istersin ve belkide yapabilirsin. Umudu hep yüksek tutar o. Senin iyiliğini ister ve seninle mutlu olur her zaman..

O yüzden elindekinin değerini bil ve onu kaybetme.. O her zaman seninle ve sana yardım edebilmek için burada..                                                                                                            Hüseyin Türker


Çekip Gitmek..


Belki de en iyisi çekip gitmek he? Ne dersin? Her şeyi geride bırakıp, en sevdiklerini, canını, ciğerini, her şeyini seni bir yere bağlayan her şeyi.. Arkanda kalsın her şey.Seni kötü düşünmeye sevk eden, kötü anları aklına sokan, mutluluklarını sevinçlerini, hayata dair yaşanmış ne varsa her bişeyi bırakıp gitmek.Belki de en iyisi budur he?

Kimseye zarar veremezsin o zaman.
Kimse senin yüzünden uyku sorunu çekmez.
Kimsenin başına ağrılar girmez senin yüzünden.
Kimse uykusuzluk çekmez sayende.

Çekip gitmek.. Annen,baban,ailen,arkadaşların,dostların, ve onlardan öte saydıkların.. Bir anda kapıdan çıkıp gitmek ve arkaya bakmamak.. Her şey o ilk adımı atabilmekte.. O adım atıldığında belki mutlu olmayabilirsin ama arkanda bıraktıklarına acı vermeyecek/veremeyecek olman bile fazla iyi sebep.. Kapıyı çarpalım ve gidelim.Yalnız sessiz ve yeni bir hayata doğru yol alalım. Kimseyi tanımadığımız,onların da bizim kötü geçmişimizi bilmediği ve sürekli yalnız kalacağımız bir yelken açalım.. “Çekim Gidelim” buralardan ve dönüp arkamıza bakmayalım.. En iyisi budur belkide he?

                                                                                      Hüseyin Türker

Bazen başımız o kadar sıkışır ki yada o kadar bunalırız ki her şeyden..Kaybolmak isteriz ortalıklardan,herşeyi bırakıp gitmek yada görünmez olmak.Sevdiklerinin yanında olurken onlara görünmemek onlara yine yardım etmek. ama onlar seni göremeyecekler sana dokunamayacak yada yardım edemeyecekler. herşey sende bitecek ve kendin çözeceksin..

Kendi başına kaldığın an çözeceksen herşey iyidir. çözebilirsen tabi.. kimseden yardım almadan herşeyi içine atarak ve uzaklaşarak.. Bunu yapan çok az insan var genel olarak bir başarısızlık ve iyice kötüye gitmek var.. Geri dönüşte ise kaybetmek bazı şeyleri. Normal arkadaşlıklar dönüşte bitmiş olabilir.yada herşey eskisi gibi olmayabilir..sen mutlu oldum zannedersin herşeyi çözdüm sanarken başka sorunlar çıkar ve yeniden yıkım!

çözemediğin zaman ise zaten herşey daha kötüye gider, herşeyi herkesi kaybedersin hayat çekilmez bir hal alır ve bitme noktasına gelir.. belkide bir bıçak iziyle sonlandırabilme noktasına..  Bitiremezsin de o zaman daha kötü olur herşey yıkılır başına enkaz altında kalırsın ve süpermeni beklersin gelsin de çıkarsın beni buradan diye..

Ya oda gecikirse? gelmezse? uzakta kalırsa ? yada başkasına yardıma gitmişse ? eldekilerin, senin için yardıma koşanların kıymetini bilsen daha iyi olmazmıydı diye sorarlar sana.. olurdu tabi ama belli olmaz hiç bir şey bekleyen ve senin için çabalayan birisi elbet olacak etrafında.. Hayata görünmez olmadan ve üstüne giderek devam etmeli ve kuvvetlenerek çıkmalıyız..

                                                                                                                             Hüseyin Türker

Tek Başınalık


İnsanlar dünyaya birlikte olsunlar,yan yana olsunlar,birbirleriyle kaynaşıp mutlu olabilsinler diye gönderilmişler. Bazı insanlar da bu insanlar yanlarındakinin kıymeti bilinsin diye tek basına olmak için gönderilmişler. ibret alınsınlar onlar gibi olunmasın diye.

Tek basına olan ınsanlar belkı oyle mutludurlar. Ama cogu zaman yetmez bu yanında bır arkadas olsun ısterler mutlulugu paylasmak ıcın. Huzunlerıne ortak olsunlar dıye. Vardır da cogu zaman ama onlar da hep uzaktadır. Yan yana gelemezler hıc ve bu durum can sıkıcıdır. Konusamazlar onunla yuz yuze ama hıssedebılırler. Dokunamazlar,goremezler ama yanlarındadır hep. Yetmez ama tek basına olmanın kuralıdır bu.
Karsına alıp anlatmak istersin saatlerce,kelimeler yetmez susarsın gözlerinden o anlar her şeyi sıkıntını mutluluğunu ya da her neyin varsa. Yazarak(mektup,mesaj vs. ) Yetmez kelimeler,sesinle, tonlamayla yapmak istersin ama sen “tek basına”sın arkadaş. Olmaz işte olamaz. Kaderine razı gelip oturup çayını demleyip şarkılarınla idare etmelisin. Elinden başka bir şey gelmez maalesef. Senin kaderin yasamın böyle dizayn edilmiş işte. Sadece düşlersin, planlarsın sonrada oturup çayını içersin bütün hayat bundan ibarettİr ‘tek basına’ insanlar için.

Alışmak ve kabullenmekten başka yapacak birsey yoktur. Susup oturmalı ‘tek basına’

“Gök yüzünde yalnız gezen yıldızlar”gibi.



                                                                               Hüseyin Türker