Bir kuyunun içine veya bir uçurumdan aşağıya atılmış gibi düşmekteyim. Her yer öyle karanlık ve soğuk ki kimseye sesimi duyuramıyorum. Hızla düşüyorum zifiri karanlığın ortasına, kimse kaybolduğumu bilmiyor, nereye gittiğimi düşünmüyor ama ben düşüyorum.
Nereden çıktı bu karanlık şimdi? Neden beni içine çekiyorsun? Dışarısı bu kadar güzelken ne yapacaksınız bana söyleyin... Hem... Hem ben karanlıktan korkarım, neyle karşılaşacağımı bilmezsem, görmezsem korkarım ben yapamam orada, kurtarın beni! Kurtarın!
Yere yaklaştıkça hızlanıyorum ve hızlandıkça üşüyorum, rüzgar artıyor. Gittikçe kopuyorum insanlardan, kimse duymuyor beni. Arkadaşlarım, dostlarım, kardeşim diyenler, canım diyenler nerdesiniz? Gittiğim yeri bilmiyorum, yere çakılacağım belki de parçalarıma ayrılmak üzere aşağıya sürükleniyorum nerdesiniz?
Yol uzadıkça uzuyor. Mesafelerimiz artıyor git gide zifiri karanlığın ortasındayım artık. Ne geldiğim yer belli ne gittiğim yer... Gideceğim yeri merak ediyorum. Kimsesiz kalmak. Ailem dediğim insanlar haricinde kimsesiz kalmak beni nereye sürüklüyor bilmiyorum. Oysa.. Oysa birçok insan vardı benimle olan veya ben öyle mi sanmıştım? Dertlerime çare olabileceğini söyleyen, yanımda duracaklarına beni inandıran bir sürü insan vardı, işi düştüğünde gelip yardım isteyen, en güzel zamanlarında yanlarında olduğum, düştüklerinde koşup kaldırmak için çabaladığım bazen kendimi unutup derman olmaya çalıştığım birçok insan vardı. Hani? Neden yoksunuz? Bakın düşüyorum işte neden gelip kurtarmıyorsunuz beni? Neden gelip elimden tutmuyorsunuz?
Burası çok karanlık ve ben hızla bir şeylere çakılmak üzereyim. Düşüyorum.. Herşeyden ve herkesten uzak bir yere doğru.. Korkuyorum. Yalnızlıktan korkuyorum. Kimsesiz kalmaktan korkuyorum. Ailem evet onlar hep varlar onlar iyi ki varlar. Onları seviyorum. Belki de düşeceğim yer sadece onların yanıdır? Belki de orada bana sarılmak için bekliyorlardır? Bu yol uzun olduğu için mi karanlık yoksa bana yapacakları bir sürprizin parçası mı bu karanlık? Umarım bu yol oraya çıkıyordur...
Düşüyorum, yuvarlanıyorum bilinmezliğe doğru, kendimden, yanımdaki insanlardan birer birer uzaklaşarak gidiyorum karanlığa doğru. Beni buradan kim çıkaracak bilmiyorum. Belki sonsuz bir sevgi, belki elimden tutmak isteyen bir yol arkadaşı... Kim gelip kurtaracaksa beni buradan çabuk gelsin artık görmüyor musun düşüyorum!
Gidiyorum bilinmez bir yolda, hayat dediğimiz zorlu yol da olabilir düştüğüm bu yol. Düşüyorum son sürat herkesi ardımda bırakarak ama Her Yer Neden Karanlık? Bunun cevabını arıyorum. Işığın yanmasını, güneşin doğmasını bekliyorum. Her yer çok karanlık ve ben korkuyorum...