17 Ekim 2014 Cuma

Ayrılık, Hasretlik, Bazen Kâr Eder Câna

Ayrılık, hasretlik, bazen kâr eder câna,
Bir türkü söylersin ahvalini arz etmek mahiyetinde,
O türküyü bahane edersin hasrete, haberimiz yoktu sanki
Ayrılık, hasretlik bazen kâr eder câna
Seven ile sevilen arasında ayrılık var mıdır bakın orası şüpheli...

Âşık hiç yalnız kalır mı hafız,
Yar çıksa kapıdan
Hasreti girer, hayali girer içeri
Âşık tek başınayken bile yalnız kalamayan adamdır
Ya sevgilinin hayali vardır, ya sen kendisi
Hz. Mevlana gibi seslenir;
"İki gecem var ikisinde de uykusuzum.
Biri sensiz olduğum gece,
Hasretin bırakmaz ki gözüme uyku girsin
Diğeri seninle olduğum gece,
Yanımda sen varken uyumak olur mu?”
Âşık yalnız kalamaz hafız,
Ayrılık hasretlik, bazen kâr ediverir câna,
Almış aşık sevgilinin yanına gitmiş başını
Boynunu bükmüş, özledim demiş, perişanım demiş,
Derdim çok, kederim çok, gamım çok.
Âşığın kederi olmaz hafız,
Aşkta keder ne arar.
Sevgilinin yüzünü gördüğün anda bitiverir,
Bütün dertler, bütün gamlar, bütün tasalar,
Belki Hz. Mevlana onun için der,
"Kimisi yüzünü sevgiliye döner,
Kimisinin yüzü sevgiliye dönmüştür.”
Âşık yalnız kalamaz, kalkıp gider sevgilinin yanına,
Derdini anlatır, tasasını anlatır.
Sevgili güler, ayaklarını aşığının dizlerine koyar ve döner bakar:
- “Kederin var mı?”
Durur bi âşık, yoklar kalbini
-“Yok” deyiverir.
Mâşuk güler: “Var deseydin yalancısın diyecektim.”
Sevgilinin yüzünü görünce, kalbinde dert olan adam aşk iddasında bulunmaz.
Sesini duyunca, hayali hatrına gelince, kalbini yoklayınca,
Kalbinde hala dert varsa, keder varsa, gam varsa
Sen âşık değilsin hâfız.
Çünkü sevgilinin derdi öyle bir derttir ki,
Bütün dertleri, kederleri, gamları siler süpürür atar.

Ayrılık, hasretlik kâr eder bazen câna,
Seher yelinden haber gönderir aşk.
Âşığa her şey onu söylemezse, o adama âşık denir mi?
Seher yeli güzel bir koku getirse,
Yâr oturmuş yele karşı.
Alıp getirdiği koku onun kokusu diyemeyen adam âşık mıdır?
Yüzüne yağan kar tanesini sevgilinin parmakları zannetmeyen,
Bir bardak çayı, iki tane söyleyip,
"İki çay söylemiştik oradan, birisi açık,
Keşke yalnızca bunun için sevseydim seni.”
Ne güzel demiş Cemal Süreyya.
İki çay söyler orada, birisi açık.
Birini kendi yerine, diğerini sevgilinin yerine içer.
Her şey onu söyler.
Bana her şey seni hatırlatıyor diyen adam,
Âşık değil, unutkandır.
Hiç bir şey seni unutturamıyor diyen adam,
Eeh aşktan birazcık haberi vardır.
Birazcık haberi oluşu,
Hiçbir şey unutturamıyorsa onu
Hala kendisi vardır.
Tam haberi olsa kendisi de kalmayacak.

Âşık mâşuk varsa hala orada aşk yoktur hâfız,
Yok etmiyorsa, âşk yoktur.
Âşk,
Ne güzel söylemiş Niyazi Mısrî sultan:
"Belâ yağmur gibi gökten yağarsa
Başını ona tutmaktır adı aşk
Elinde sükkeri ayruğa sunup
Ağuyu kendi yutmaktır adı aşk”

Ayrılık, hasretlik kâr eder câna,
Ve bir ümit beklersin,
Bir gün olur,
Perdeyi yâr kaldır,
Seyr’ü cemaliyle bizi güldürür.
İnsan böyle insan olur,
Âşık böyle hiç olur,
Bir gün olur, perdeyi yâr kaldırır.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder